Celal Oğlan Türküsünü www.sivascity.com sitemizde arayarak bulabilirsiniz.
CELAL OĞLAN DESTANI
Her neyse, dört düğünü bir arada yapalım demişler, nikah işlemleri için o dönemin memur olan en yakın yeri Şarkışla’ya gidilecekmiş..toplanılmış, yürüyerek yola çıkılmış..Şarkışla’da nikah işlemleri yapılmış, resmi nikah kıyılmış, düğün(ler) için tekrar köye dönülmeye konulmuş..o ara, (babannemin anlattığına göre bir gece Celal artık rüyasında ne gördüyse), gusül abdesti almam lazım benim, ben bu şekilde dönemem geri, yıkanmam lazım demiş..aylardan aralık, her yer kar kıyamet, buz, soğuk..yapma etme, gidersin bu şekilde, olmaz bir sey demişler, dinletememişler..Celal orda buz tutmuş bir nehrin buzunu kırmış, o suda yapmış banyosunu..
Köye dönülmüş, düğünler baslamış, ama Celal de bu arada hastalanmış..kimseye belli etmeyeyim, geçer diye de etrafa da duyurmamış, öyle geçmiş düğünler..tam Celal’in düğününe sıra geldiğinde, kırmızı bayrak çekildiğinde, gelinin gelmesinden önceki gece artık yataklık olan Celal hastalığından can vermis..kız tarafına haber verilmesi için de dedem gitmiş, zamanında Döndü’ye başlık olan verilmiş ineği gitmiş ahırdan çözmüş, dışarı salmış, o an anlamış Döndü Celal’in öldüğünü..allar beyazlar icinde geleceği evde kırmızı bayrak yerine çekilmiş kara bayrakla, Celal’in ölüsüyle karşılaşmış..işte o an bu ağıdı yakmış..
Ağıdı orjinal haliyle bilen babannemin anlattığına göre söylenen türkü şeklinde sözleri de degiştirilmiş, onun dediği “yiğidim giymiş beyazı, ışığı göğsünde parlar / kara bayrak çekilmiş göğe, nice melekler bakar”, “ben ne okudum ne yazdım, dağlar koyağında gezdim / eşimin (celal oglan) başına gidince, çatlayıp da öleyazdim” şeklinde (ve daha fazlası) kısımlar da varmış..dediğine göre Döndü çok türkü yakan, söyleyen bir insanmış, babannemin hatırladığı kına gecesinde söylediği “aha kınacım geliyor, öndeki deve yata yata, benim eşim nikaha gitmiş, karlara bata bata” seklinde bir türküsü de varmış..türküdeki ipek mendil de tam olarak mendil değilmis..o dönemler beyaz gömlek sahibi olmak zormuş, evlenileceği zaman kız tarafı, hatta gelin kendi eliyle dikermiş beyaz gömleği damada, damatlık olarak verilirmiş..gömleğin yakasına da renkli ipekten fular/kravat karışımı bir şey giyilirmiş içerden, bu imiş ipek mendil diye bahsedilen..
Babannemin anılarına göre kendisi küçük bir kızken düğünden önce gelini gezdirme adetine göre onların eve de gelmiş döndü, babannemin de saçını oklayıp sevmiş, “kız sen ne güzelsin, seni de kaynıma alam” demiş..buna sinirlenen babannemin annesi “kız get, senin bekar kaynın mı var ki” demiş (babannem o dönem evlenen dedemin ikinci eşi zira)..nice yıllar sonra, Döndü’yü ailesi başka birine vermiş, hele ki ondan da dedem tarafı ile onun ailesi arasında gücenme olmuş, seneler sonra babannem dedemle evliyken Döndüyü gördüklerinde dedem sitem etmiş bizim tarafa niye varmadın da ele gittin diye, Döndü de “Memet efendi, bak bu kız sana yıllar sonra nasip oldu da ben Karamustafalara nasip olamadım” diye içini dökmüş..
Yine anlatılana göre Döndü’nün sonraki evliliğinde hiç çocuğu olmamış, doktora gidildiğinde doktor sormuş, “kızım nedir senin bu derdin, seni böyle üzen ne ki kesilmisşin herşeyden (erken menopoza girmiş benim anladığım), hiç olamıyor senin çocuğun?” diye..Döndü de o an hep göğsünde sakladığı Celal’in fotoğrafını çıkarıp doktora göstermiş, “bu yiğit yaktı içimi doktor, neyleyim ben gerisini” demiş..öyle sevmiş Celal’i, o fotoğrafı da hiç ayırmamış yanından..babannemin dediği hala yaşıyormuş Döndü köyde, hep melankoli içinde oturarak kendi basına…
Anadolu, ağıtların haşarı yılkıların kollarında ilden ile ulaştığı soy insanların diyarı. Ebem kuşağının altından geçmeyi murad eden ve her geçişlerinde dilek tutma hakkını bir başkasına veren, destansı yüreklerin toprağı. Askın, deli bir tutsaklıkla arandığı ve her bulunuşunda yeniden yitirildiği, yitik düşler ülkesi. Ev ev, oda oda, Mecnun’ların, Ferhat’ların konuk edildiği ve her yürek daralmasında, Dedem Korkut’un gelip, ılgıt ılgıt seher
yetiyle gamı, tasayı dağıttığı, nice sevdaların konağı…
**
İşte, böyle bir destan. Yürekleri kanatan hazin bir hikâye. Murad alamayan iki gamlı gönül. Gamlandıkca, suların bulanıp, ”bayırdan” aşağılara aktığı bir sevda destanı. Murad alamayanlar işte… Hani… Onların yürekleri de açılmasa semaya, kuşların kanadı kırılır, susuz kalır bütün çiçekler. Bülbül gelip, o şarkıyı söylemez gülistanda. Dağdan ceylanlar inmez ürkek ürkek derelere…
**
İste öksüz bir hikâye, boynu bükük ve kırılgan. Her anımsama da, derin ahların çekildiği, gözlerin buğulandığı, gönüllerin yandığı bir hikâye. Altınyayla’nın güzel kasabası Deliilyas ve köyün yağız delikanlısı Celal. ”Döndü’yle nişanlanır. Düğün parası için Sivas’a gelir ve Çimento
Fabrika’sında işe başlar. 1945 yılına kadar çalışır. Zor şartlarda kalarak düğün hazırlığını görür. Aralık ayının ortasında Deliilyas’a dönerken , bir derede yıkanması gerekir ve yıkanır. Ve hastalığı kapar. ”Gara tifo” denilen bu amansız dert, onu sarıp sarmalar…”
**
Düğün evinde hazırlıklar tamamlanır. Oğlan evinde, bayrak dalgalanır. Lakin Celal’in hastalığı ilerler. Geçer diye uğraşırlar, ilaç içirirler ama nafile. Hastalık iyice soldurur esmer suretini. Celal murad alamadan, gözlerini hayata kapatır. Deliilyas adetleri üzeri, gelin davetinde olan Döndü, haberi alınca dünyası yıkılır. Dünyası yıkılan bir Döndü mü, o diyarın bütün insanları bu acıklı sevdaya yanıp yakılırlar. Döndü, gözü görüp sevdiği, yıllarca yolunu gözlediği, işlemeli çevresini bir tek ona emanet ettiği Celal’in başında yü rekteri dağlayan ağıtlar yakar. Bu ağıt öyle bir ağıt ki, gönüldeki divane kuşların kıyıya vurduğu, amansız feryatların Altınyayla dağlarında yankılandığı, kuşaktan kuşağa taşınan bir sevda ağıtı. öndü’nün gönlünü verdiği Celal’e ağıt: ”Evlerinin önü yonca Yonca kalkmış dam boyunca Bu yoncayı kim biçecek Celaloğlan olmayınca Celal oy oy, yavrum oy oy.” Öyle yürekleri dağlayan bir destan ki, insanın gözyaşları yavaş yavaş içine akıyor. ”Muhannete muhtaç olmamak” için gurbeti yüklenip yola revan olan Celal, kuru yerde yata yata, umudunu koyun cebinde saklayarak, Döndü’ye getirir. Celal’in bu vefasına hiç O’nun gönlü dayanır mı?…Elbette dayanmaz, 0 da yükler yüreğini ağıtların divane kollarına: ”Sivastaki büyük ordu Babamda talime durdu Kalkın gidek çimentoya Çimento Cetal’in yurdu Cetal oy oy. yavrum oy oy. »
Bir sevda öyküsü de böyle sonlanır Deliityas’ın bağrında. Kuşaktan kuşağa. Celaloğlan türküsü hiç unutulmaz yöre insanının belleğinde.
Misafirperver Deliilyas Kasabası’nın ”mum sekili odalarında” aksamları toplanan insanlar, gaz lambasının esrik ışığı altında, yıllar yılı. Mihrali Bey’den Talibi’den
başlayıp Celaloğlan’ın türküsüyle sohbeti taçlandırırlar. Keşke murad alsalardı da. biz de yazmasaydık. bu acıklı öyküyü. Hani… Onların hatırasını da yâd etmek elimizde. Ne dersiniz daha da kirlenmeden, ara sıra yüreklerimizi Celaloğlan’ın türküsüyle yıkayalım. Haydin… hep beraber kulak verelim Deliilyas’ın kıraç dağlarına. Bakalım ne anlatıyorlar Celal’in destanından…
Haşiye:
Celal oğlan ile ilgili ilk çalışma, Ali Şahin Canozan ve Kadir Pürlü tarafından yapılmıştır. 90’lı yıllarda belgesel yapılarak SRT’de yayınlanan bu yapıt, çok beğeni toplamıştır.
IPEK MENDİL
İpek mendil dane dane Yudular serdiler güne Ana Celalimi yudular Baş ucunda döne döne |
|
Kurban olayım Döne bacı Celal ordan savuştu mu? Dünkü giden ağca bebek Dayısına kavuştu mu? |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Evlerinin önü yonca Yonca kalkmış dam boyunca Bu yoncayı kim biçecek Celal Oğlan olmayınca |
|
İğde çiçek dal atıyor Celal odada yatıyor Ne yatıyon soysuz Celal Nişanlını el satıyor |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Evlerinin önü kare Selam söylen Celal yare Nişanlısın eller almış Bulunmaz mı buna çare? |
|
Kurban olam döne bacı Ne zorumuş keskin acı Bunun işi bitmiş diye Doktor vermemiş ilacı |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Sivastaki büyük ordu Babamda talime durdu Kalkın gidek çimentoya Çimento Celal’in yurdu |
|
Aşağıdan gelen deve Gevişini geve geve Sanki bende gelin oldum Yukarıdaki büyük eve |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Al işliğin mor yeleği Kısa dilemiş dileği Akşamdan geri gidiyor Celal’in başlık ineği |
|
Celal’de cirite binmiş Davulcuya vur diyerek Döndü kıza altın etmiş Nefsine dur diyerek |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Nazlı benim eşim nazlı, Ok kirpikli oyma gözlü Bende buna yanmayım mı Her sırları bende gizli |
|
Neşed’e gelinlik bozdum Hem okudum hem yazdım Akşam başlık giderken Çatlayıp öleyazdım |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Kurban olayım canına Felek düşürdü şanına İki gözüm kör olaydı Künde geleydim yanına |
|
Görümümün adı döne Ellerine yakın kına İnce diktim ağca yudum Helal olsun kana kana
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Bayrağı kara kaldırın Davulu çifte vurdurun Hacı Mehmetler dahımı Beni oraya indirin |
|
Yüksek evlik büyük bucak Gül topladım kucak kucak Hey n’olurdu kadir mevlam Öksüze düğün olacak |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Açın kapıyı kapıyı Duyanlar gelsin sesime Pullu keten haram olsun Soyha kalasıca fesime |
|
Eser deli poyraz eser Ciğerim içinden keser Ana ben Sivas’a gitmem Celal duyar bana küser |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
|
Yaz gelince biter yonca Celalin gülleri gonca Beşikte bebek ağladı Karadan bayrak kalkınca |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Şarkışla’da muayene olduk Beraber trene bindik Bize nazar değer diye Sorana kaynım dedik |
|
Ne yokuşun dibindeyim Ne inişin başındayım Bana dulluk yakışır mı? Daha on beş yaşındayım |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Aha kınacım geliyor Hacı kaynım düşmüş öne Hoca namazı kılınca Celal’e buyurmuş dua |
|
Ağlayıpta güleceğim Çatlayıpta öleceğim Yengeler kapıya geldi Vur davulcu bineceğim |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Kurban olayım Makbule Ne ağlıyon bağırarak Ala çeyiz yazdırmadım Tütün kahve dağıtarak |
|
Allı entere pullu keten Nede güzel yakışıyor Kara bayrak kalkınca Gökte melek bakışıyor |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Yedi giyim çorap ördüm Yedi kaynım giysin diye Sandıktan poşu çıkardım Celal güvey olsun diye |
|
Daha görmeyim görmeyim El oğlunun acısını Ölürsem ölüme koymayın Nazlı yarin bacısını |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Kurbanlar olayım Fidan Bayrağım geri mi indi Yürüyerek gelin geldim Geldim de Celalim öldü |
|
Celal oğlan yola gitmiş Sanki muradına ermiş Bayrak dikileceği gün Felek buna ayıp etmiş |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Yaz gelirde karlar erir Sular gelir dura dura Celal eşim can veriyor Avazına vura vura |
|
Kapımızın önü arpa Atlar gelir kırpa kırpa Sanki bende gelin oldum Allı duvak çarpa çarpa |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Adım batsın adım Döne Yücelerden engine indi Sana diyom kız Nafiye Gelin Hocalara indi |
|
Arkamda beliğim ince Örer dikerim kalınca Vallaha da ata binmem Celal eşim gelmeyince |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Susuz yerde bitmez söğüt Deli oldum verin öğüt Çevrelerde var mı ola Celal gibi babayiğit |
|
Ben mi yazdım bu yazıyı? Bozdurdum elli gaziyi Bana ağlama diyorlar Nasıl unutayım maziyi |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
El camiden çıkarken Bulandım gardaş bulandım Döndüyü gelin getirdik Uyku uyumadım dolandım |
|
Künde söylerim adını Alamam ben muradımı Mezar taşına yazarım Celal ile benim adımı |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
|
|
Kaynımın Eşe karısı Celal derdimin yarısı Bakın kıyamet koptu Düşman başına darısı |
|
Mezarımın sıra taşı Yandı yüreğimin başı Beni Yusuf’a versinler Yusuf Celal’in kardeşi |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Kapıdan araba geçti Dolan Döndü bineceksin Sevgili gardaşın yari Kime gelin ineceksin |
|
Aşağıdan kuş geliyor Sesi ban hoş geliyor Celal’i götüren taksi Dolu gitti boş geliyor |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Tarlalarda ot yolardım Ayak yalın başım kabak Beni mezara götürün Uzun gece olmaz sabah |
|
Dostlar bakın düştüm dara Yürekte açıldı yara Onu Allaha yoluyorum Sebebi çekin dara |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Celal oy oy yavrum oy oy |
|
Celal oy oy yavrum oy oy |
Çok sevdiğim bir türküdür Çok detaylı bir şekilde paylaşmışsınız emeğinize sağlık..